Kelebeğin Rüyası; öyküsünün merkezinde iki genç şairin dramına, umutlarına ve hayallerle iç içe geçen yaşamına yer verir. II. Dünya Savaşı döneminde geçen Kelebeğin Rüyası gerçek hikayesi, Muzaffer Tayyip Uslu ve Rüştü Onur’un yaşam öyküsünden alır. İki gence şiir tutkusu aşılayan ve edebiyat öğretmenleri olan Behçet Necatigil’dir. Muzaffer ve Rüştü’nün şiire olan inancını attıran ise belediye başkanının güzel kızı Suzan olacaktır.
Kelebeğin Rüyası Konusu
Yapım, 1941 yılında madenci kenti olan Zonguldak’ta başlar. Tüm Türkiye’ye olduğu gibi Zonguldak’a da II. Dünya Savaşı’nın kıtlık günleri hakimdir. Henüz yirmili yaşlarının başında olan Muzaffer ve Rüştü bu kentte memurluk yaparak yaşama tutunmaya çalışır. Onları yaşama bağlayan asıl unsur, şiire besledikleri tutkudur. Henüz modernleşme çabasında olan genç Cumhuriyet’te iki yoldaşı anlayabilecek pek kimse yoktur. Suzan’ın Zonguldak’a gelmesi ikilinin yaşamında ilk dönüm noktası olacaktır.
Genç şairler, Suzan konusunda bahse girer. Suzan da ailesinin baskısına ve çevresinin istememesine karşın Muzaffer ve Rüştü ile görüşmeye devam eder. Her şey güzel giderken verem salgını iki gencin yakasına yapışır ve bu durumdan sonra hayatta kalma savaşları başlar.
Filmin Künyesi
22 Şubat 2013 tarihinde vizyona giren yapımın yönetmen ve senarist koltuğunda Yılmaz Erdoğan yer alır. Yapımcılığını ise Necati Akpınar ve Can Yılmaz üstlenmiştir. Türkiye’nin 2014 yılı Oscar’ı için En İyi Yabancı Film adayı olan Kelebeğin Rüyası IMDb puanı ise 7.7’dir. Filmin başrollerini Kıvanç Tatlıtuğ, Mert Fırat ve Belçim Bilgin paylaşırken Yılmaz Erdoğan, Ahmet Mümtaz Taylan, Farah Zeynep Abdullah, Taner Birsel gibi usta isimler de onlara eşlik eder.